26 Mayıs 2015 Salı

Tarryn Fisher - Siyah Damar | Kitap Yorumu



Orijinal Adı: Mud Vein
Türkçe Adı: Siyah Damar
Yazar: Tarryn Fisher
Çevirmen: Merve Altıparmak
Sayfa Sayısı: 344
Basım Yılı: 2014
Yayınevi: Aspendos Yayınları
Tür: Romans


Münzevi yazar Senna Richards otuz üçüncü yaş gününün sabahına uyandığında her şey değişmiştir. Kendisini elektrikli tel örgülerin ardındaki bir kafese tıkılmış ve karların ortasındaki bir eve kilitlenmiş olarak bulan Senna'nın, neden kaçırıldığını öğrenmek için kendisine bırakılan ipuçlarını takip etmekten başka şansı yoktur. Özgürlüğünü geri istiyorsa, dönüp geçmişine bakmak zorundadır. Fakat geçmişi aslında hâlâ hayattadır... Ve onu kaçıran kişi de bulunacak gibi değildir. Kurtuluşu pamuk ipliğine bağlı olan Senna, kısa zaman içinde tüm bunların bir oyun olduğunun fark edecektir. Hem de çok tehlikeli bir oyun. Ve sadece gerçek onu serbest bırakabilir.

İnanın kitap için ne yazıcağımı bilemez halde bakıp duruyorum ekrana. Zira bu yazar bana hep aynı şeyi yaşatıyor.Love me with lies serisini severek birazda çıldırırak okumuştum. Bu kitaptan da beklentim o yöndeydi konu bakımından açıkcası ancak yazar bu kitapta tam ters köşe yapıyor. Ama ne kadar farklıysa o kadar da ortak yönleri var özellikle ana kadın karakterler konusunda. Şunu farkettim ki yazar sorunlu ama bir o kadar da güçlü olan karakterler yaratmayı seviyor. Kendi de mi öyledir nedir.


 Kitap, Senna Richards'ın tanımadğı bir evde uyanmasıyla başlıyor ve aynı evin içerisinde onu geçmişe götüren Isaac'i bnlmasıyla devam ediyor.
Spoiler verip kitabı katletmek istemiyorum o yüzden çokta ayrıntıya girmeyeceğim çünkü kitap öyle gizem dolu ki sanki bir yer patlasa her yeri gidcek gibi hissediyorum. Senna bir yazar ama yazar kişiliğinin dışında bir çok şey yaşamış bir karakter ve i-na-nıl-maz cesur bir karakter ancak fazla dik başlı ki bu yer yer beni inanılmaz kızdırdı. Kitabı da Senna'nın gözünden okuyoruz ve çift zamanlı olarak yazılmış olmasına rağmen kesinlikle kafa karışmayan olayların çorba olmadığı bir kurgusu var. Her şeyden önce yazar olayların gerilimini öyle bir hissettirmiş ki hepsini dibine kadar yaşıyorsunuz.
Sanırım bu kadının kalemine aşığım *-*
Kitabın en sevdiğim kısmı ise tahmin edilemez oluşuydu. En başından beri tahmin ettiğim ne varsa kitabın sonunda şoka uğradım. Şoku atlattıktan sonrada biraz ağlamış olabilirim. Hatta baya ağlamış olabilirim.
Kısacası benim gibi geç kaldıysanız hala okumadıysanız bu kitabı okuyun.


"İnsanların başka bir insana bağlanmak gibi bir ihtiyaçları var," dedi Isaac. "Bunda yanlış olan hiçbir şey yok. Bundan uzak durmak isteyecek kadar canı yanmış olmanın da yanlış olan bir tarafı yok."

"Eğer bir tanrı olsaydı," dedim, " benden nefret ettiğini çok rahat bir şekilde söyleyebilirdim.  Çünkü hayatım kötü olayların bir özeti gibi. Hayatına ne kadar insan dahil edersen, o kadar kötülük dahil edersin."

Ne zaman aşkın nasıl bir his olduğunu tekrar hatırlamak isteyecek olsan, beni arayacaksın.

Sen benim gerçeğimsin, Isaac. Beni özgür kılan sensin. Hepimiz öleceğiz. Ama ilk ben öleceğim. Ve hayatımın en son saniyesinde aklımda sen olacaksın.


1 yorum:

Yorum için teşekkürler..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...